» Diabetik retinopati nasıl tedavi edilir?
En iyi tedavi mümkün olduğu sürece retinopati gelişimini önlemektir. Kan şekeri sürekli kontrol altında tutulduğunda uzun süreli görme kaybı riski önemli ölçüde azaltılmış olur. Yüksek kan basıncı veya böbreklerle ilgili sorun varsa bunların da tedavisi gerekir.
– Argon lazer tedavisi: Makula ödemi, proliferatif diabetik retinopatisi ve neovasküler glokomu olan kişilere lazer tedavisi önerilir.Maküla ödemi için, sıvı sızıntısını azaltmak amacıyla lazer, maküla yakınındaki hasarlı retinaya odaklanır. Tedavinin asıl amacı daha fazla görme kaybını engellemektir. Maküla ödemine bağlı görme kaybının geri dönüşü pek olağan değildir, fakat az sayıda hastada artış olabilir. Tedavi sonrası bazı hastalar görme alanında lazer spotlarını görebilirler. Bu spotlar zamanla soluklaşır, fakat kaybolmayabilir. Proliferatif diabetik retinopatide lazer maküla dışındaki tüm retinaya uygulanır. Buna panretinal fotokoagulasyon denir. Böylece anormal damarlar büzüşür ve yeniden büyümeleri engellenmiş olur. Aynı zamanda vitre kanaması ve retinada büzüşme şansı azalır.
Bazen çok sayıda lazer tedavisi gerekebilir. Lazer tedavisinde amaç mevcut görmenin devam etmesine yardımcı olmakla birlikte diabetik retinopatiyi tamamen iyileştirmez ve her zaman için de görme kaybı sürecini durduramayabilir. Argon lazerle tedavi için hasta normal muayene koltuğuna oturtulur. Hastanın uyutulması ya da iğne yapılmasına gerek yoktur. Sadece birkaç göz damlası uygulanabilir. Tedavi birkaç seansta yapılır ve herbir seans 10-15 dakika kadar sürer. Büyük ölçüde hastalarda kötüye gidiş engellenir. Görme alanı daralması veya hafif görme azalması dışında ciddi bir yan etkisi yoktur.
– Vitrektomi: İleri proliferatif diabetik retinopatide vitrektomi gerekebilir. Bu bir mikrocerrahi girişimdir ve ameliyathane şartlarında yapılır. Cerrahi esnasında kanla dolu vitre alınır ve berrak bir solusyonla değiştirilir. Vitrektomiyi planlamadan önce göz hekimi kanın kendiliğinden temizlenip temizlenemeyeceğini görmek için birkaç ay bekler. Vitrektomi, anormal damarların alınması nedeniyle sonraki kanamaları da önler. Retina yerinden ayrılmış, yani dekole olmuş ise vitrektomi cerrahisi esnasında onarılabilir. Bu durumda cerrahinin erken yapılması gerekir, çünkü maküladaki çarpıklık veya traksiyonel retina dekolmanı kalıcı görme kaybına neden olabilir. Maküla ne kadar uzun süre kırışık veya yerinden ayrı durursa görme kaybı o denli fazla olur.
– Görme kaybı önemli ölçüde engellenebilir: Şeker hastalığınız varsa bilmelisiniz ki günümüzde ileri tanı ve tedavi yöntemleriyle retinopati gelişen hastaların ancak az bir kısmında ciddi görme problemleri meydana gelmektedir. Görme kaybını önlemenin en iyi yolu diabetik retinopatinin erken tespitidir. Siz de kan şekerini düzenli kontrol ettirip düzenli göz muayenelerinden geçtiginiz takdirde görme kaybı riskinizi önemli ölçüde azaltırsınız.
» Hangi aralıklarla muayene olmalı?
Şeker hastalarının en az yılda iki defa gözleri genişletilerek muayeneleri yapılmalıdır. Diabetik retinopati tanısı konduğu zaman daha sık göz muayeneleri gerekebilir. Gebelik esnasında retinopati hızlı ilerleme gösterebileceği için diabetli gebelerin gebeliğin ilk üç ayı içinde bir göz muayenesinden geçmeleri şarttır. Gözlük muayenesi olacaksanız kan şekerinizin en az beş-on gün kontrol altında olması gerekir. Kan şekeri yüksekken verilen gözlükler kan şekeri normale döndüğünde uygun olmayabilir. Retinopati olmasa bile kan şekerindeki hızlı değişiklikler her iki gözün görmesinde oynamalar meydana getirebilir. Eğer şeker hastalığı veya hipertansiyona ek olarak aşağıdaki problemler varsa hemen göz muayenesine müracaat etmelisiniz:
• Bir gözü etkileyen görme kaybı;
• Birkaç günden uzun süren görme değişiklikleri;
• Kan şekeriyle değişmeyen görme değişiklikleri.
İlk olarak şeker hastalığı tanısı konduğunda 30 yaşında ya da daha genç iseniz tanı konduktan sonraki beş yıl içinde veya 30 yaşın üzerindeyseniz birkaç ay içinde ilk muayenenizi olunuz ve göz dibi incelemelerinizi yaptırınız.