» Glokom nasıl tespit edilir?
Glokomun en iyi tespit yöntemi düzenli göz muayenelerine gitmektir. Göz doktoru bu hastalığı tespit etmek için aşağıdaki muayeneleri uygular:
· GİB ölçümü: Günümüzde en yaygın kullanılan iki yöntem vardır. Bunlardan birinde göz damlayla uyuşturularak alet göze değdirilir. Diğerinde ise hava ile ölçüm yapıldığı için göze herhangi birşey damlatılmaz.
· Optik sinir hasarının değerlendirilmesi: Oftalmoskop denilen bir aletle göz bebeğinden direkt olarak görme siniri değerlendirilir.
· Görme alanı: Görme siniri hasarını fonksiyonel olarak gösterir. Günümüzde genellikle bilgisayarlı olanı tercih edilmektedir. Bu metodda çene yarım küre şeklindeki bir cihazın önüne yerleştirilir. Işık gördükçe hastadan düğmeye basması istenir. Testin sonunda bilgisayar görme alanını kağıda basarak verir.
· Gözün drenaj açısının incelenmesi: Diğer yöntemlerle şüphe uyanırsa uygulanır.
» Glokom nasıl tedavi edilir?
Glokom tedavisindeki amaç hastalığın iyileştirilmesi değildir. Çünki öyle bir tedavi yoktur. Amaç GİB’nın kontrol altına alınarak görme kaybının engellenmesidir. Bu amaçla göz damlaları, haplar, lazer cerrahisi, ameliyatlar veya bunların birkaçı birarada uygulanabilir:
· Göz damlaları: GİB’nın kontrol altına alınabilmesi için damlaların doktorun önerdiği şekilde düzenli olarak kullanılması gerekir. İlacın gözdeki etkisini artırmak için uygulama sonrası bir süre gözleri kapamak iyi olur. Tüm göz damlaları içerdiği koruyucu maddeler nedeniyle gözde yanma ve batma hissi yapabilir, fakat bu hisler kısa sürer.
· Haplar: Bazen damlalar GİB’nı kontrol altına almaya yeterli olmayabilir. O zaman haplar eklenir. Damlalardan daha fazla yan etkiye sahip olan bu haplar da aköz üretimini azaltarak etkili olurlar. İlaç kullanımında önemli bir prensip olarak doktorlarınıza mutlaka bütün kullandığınız ilaçları ve sizde meydana getirdiği yan etkileri söylemeniz gerekir.
· Lazer cerrahisi: İlaçlarla yeterli sonuç alınamadığında, ilaçlara uyum sağlanamadığında veya üstesinden gelinemeyen yan etkiler görüldüğünde cerrahiye müracaat edilir. Lazer cerrahisi normal cerrahiye geçmeden önce bir ara basamak oluşturur. En sık yapılan uygulama trabeküloplastidir. Bu girişim 15-20 dakika sürer, acısızdır ve ameliyathane şartları olmaksızın yapılabilir. Lazer, göze delik açmaz. Drenaj kanallarını gererek etki sağlar. Lazer cerrahisi sonrası GİB, bir-iki haftada düşeceği için ilaçlara devam edilebilir. Hatta erken dönemde yükselme olabileceği için kontrole çağrılırsınız. İkinci bir uygulama şekli iridotomidir. Bu girişimle açı kapanması glokomu olan kişilerde irise bir delik açılarak göz sıvısının çıkışı kolaylaştırılır.
· Normal cerrahi: En yaygın yapılan ameliyat trabekülektomidir. Trabeküler ağın bir kısmı çıkarılır. Böylece aközün dışa akımı kolaylaştırılmış olur. Bu girişim gözler damla ile uyuşturularak yapılabilir. Ameliyat sonrası görme eski haline birkaç haftada döner, ama ameliyat öncesi kaybedilen görme kazanılmaz. Ayrıca hastaların bir kısmında katarakt gelişebilir. Gerek lazer, gerekse normal cerrahi sonrası bazı hastalarda yine ilaç kullanımına devam etmek gerekebilir.
» Sonuç
Glokom tedavisi, hasta ve doktordan oluşan ikili bir takımla yapılır. Göz doktoru glokom tedavisini planlar, fakat ilaçları düzenli olarak kullanmak hastanın sorumluluğundadır. Doktorunuza danışmadan asla ilaçlarınızı kesmeyin ya da değiştirmeyin. Gözünüzün sık sık muayene ve testlerden geçirilmesi ile meydana gelebilecek olan değişiklikler yakalanır. Unutmayın! Görme sizindir ve onu korumada görevinizi yapmanız gerekir.
» Doktor! Başım Ağrıyor. Göz Tansiyonu mu Var?
Başağrısı, en sık sağlık problemlerimizden biridir. Çoğu kimse başağrılarının genellikle ciddi bir problem olmadığını ve sıklıkla stres, yorgunluk, gıda katkıları veya alkol sonucu ortaya çıktığını bilir. Yine pekçok insan, çoğu başağrısının, gözleri yoran uygunsuz gözlüklere veya göz problemlerine bağlı olduğunu düşünür, fakat bu doğru değildir. Yani göz yorgunluğu ve görme problemleri başağrılarının ana sebeplerinden değildir. Bu kısa yazıda başağrılarına ve gözle ilişkisine değineceğiz.
» Başağrılarının sebepleri nelerdir?
Sık görülen başağrıları aşağıdaki gruplara ayrılabilir:
· Gerilim-tipi başağrıları;
· Migren;
· Baş, göz, kulak, diş vs. hastalıkları.
Gerilim-tipi başağrıları en sık görülen grubu oluşturur. Ağrı alın, şakak, boyun veya göz çevresi gibi alanlarda hissedilebilir. Gerilim-tipi başağrıları, iş veya ev hayatındaki bazı sıkıntılı durumlar sonucu meydana gelebilir. İlginç bir pozisyonda uyuma veya çalışma, uzun süreli yakın görüş gerektiren iş yapma, dişleri sıkma, uyku esnasında dişleri gıcırdatma ve aşırı sakız çiğneme de bu tip başağrılarına neden olabilir. Bunlar genellikle geçicidir ve basit bir ağrı kesici ile kolayca giderilir. Diğer taraftan devamlı ağrı kesici kullanmak da başağrılarını kötüleştirir.
Migren sık görülen bir başağrısıdır. Migren ağrısı, baş derisinin ve beyni çevreleyen zarın kan damarlarındaki bir reaksiyonla ilişkilidir, fakat migrenin gerçek sebebi henüz bilinmemektedir. Her on kişiden birinde migren görülür. Bazı kişilerde özellikle migrene temayül vardır ve aynı ailede geçiş gösterebilir. Küçük çocuklarda bile migren olabilir. Migren, farklı kişilerde farklı belirtiler verebilir. Migren başağırısı olan pekçok kimse yanlışlıkla sinüziti olduğuna inanmaktadır. Yaygın kanaatin aksine sinüs başağrıları oldukça nadirdir.
Göz hastalığına bağlı başağrıları, genellikle hastalığın olduğu tarafta göz veya kaş bölgesinde hissedilirler. Bu başağrılarına genellikle başka belirtiler eşlik eder:
· Görme bulanıklığı;
· Işıkların çevresinde haleler;
· Işığa aşırı duyarlılık.
Başağrıları, yüksek kan basıncına bağlı olarak meydana gelebilir. Uzun süren veya tekrarlayan başağrıları olduğunda kan basıncını ölçmekte fayda vardır. Buna karşın kan basıncı yüksek seyredipte başı ağrımayan pekçok kişi de mevcuttur. Beyin tümörü veya hastalığına bağlı başağrısı nadirdir.
» Başağrıları nasıl tedavi edilir?
Başağrısının tedavisi sebebine göre yapılır. Ciddi bir hastalık tespit edilirse tedavisi şarttır. Depresyon veya anksiyete varsa hasta bir psikiatriste sevkedilebilir. Başağrısından migren veya gerilim sorumlu ise önerilen ilaçlar uygun şekilde kullanılır ve hastaya rahatlatıcı önerilerde bulunur. Başağrısı bir hastalık belirtisi değilse basit bir tedavi planı yapılabilir.
» Göz yorgunluğuna bağlı başağrısı olur mu?
Uzun süreli gözlerin kullanımı her türlü başağrısını artırır, fakat göz yorgunluğuna bağlı başağrısı ancak gözlerin çok uzun süre kullanımından sonra ortaya çıkar. Başağrıları sıklıkla gözde problem var gibi belirti verdiği için kronik başağrısı çeken kişiler bir göz muayenesinden geçmeyi tercih ederler. Göz ağrılarının nadiren göz hastalığı veya gözlüğe ihtiyaçtan kaynaklanmasına rağmen göz doktoru da başağrısının sebebini bulma konusunda yardımcı olabilir. Göz hastalığı varsa tanısı konur ve göz doktorunuz tarafından tedavisi planlanır. Başağrısının sık olmayan bir sebebi varsa daha ileri tetkik ve uygun uzmana sevk gerekebilir. Başağrısı yaygın bir problem olduğu için, kronik ve tekrarlayan başağrısı olduğunda detaylı bir muayeneden geçirilmeniz önerilir. Bazı olgularda göz muayenesi olmak da gerekebilir. Başağrısı olduğunda glokomdan fazla şüphelenilmez, çünki ani yükselen göziçi basıncı daha çok gözde ağrı yapar.